Kafamdan geçenler, önümden geçenler ve geçip gidenler

Ankara şimdi serindir. Kızılay kalabalık ve Sakarya bensiz de aydınlıktır. Oralarda birileri, gerçekten mutludur belki, hem de bensizken.

Bana düşense bu durumda, görmezden gelinen, yokmuşçasına yanından geçilip gidilen tüm çocuklar için bir şişe daha açmak. Hiç var olmamışcasına, şehrin unuttuğu, günün her vakti karanlık sokaklara benzeyen çocuklar için. Herkesin sadece geçip gittiği hayatlara, alay edilmiş hayallere ve kirletilmiş güzel ruhlara…ve işte tüm bunlar için bir bardak daha doldurmak üzerime düşen ve usulca yaklaşıp sormak;

Ellerin neden soğuk bir eylül akşamında? Gidenler mi yordu seni,

yoksa kalıpta elini tutmayanlar mı?

Ve gönderdiğin mektuplar neden hep ıslak?

Ağlamasan keşke, yersiz sarılsak.

Hiç sebep yokken ve henüz sarhoş değilken.

Ağlamasan, ağlamasak,

yaşasak

ve ölmesen,

henüz ölmeden

Yorum bırakın